POLİTİKA TOPLUM 

ŞİDDETİ BİR RENK DEĞİL, ZİHNİYET DEĞİŞTİRİR!

Mor renk turuncuya döner her 25 Kasım’da… Şiddetle mücadelenin rengi turuncu olur kasımın sonlarında. Turuncu renk ise çoğunluklu olarak Adana’yı hatırlatır bana. Aklıma gelen ilk şey, Portakal Çiçeği Karnavalı olur nedense…

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nden tam bir gün önce turuncu kentli şehir Adana; bir kadının katledilmesiyle kan kırmızısı oldu. Öfkenin artık herhangi bir rengi de yok kadın cinayetlerine karşı! Turuncunun enerjisini yıkan bir kırmızı oldu dün Seyhan ilçesi…

Bu sefer kurbanın ismi Müzeyyen3 çocuk annesi Müzeyyen pompalı tüfekten isabet eden saçmalar sonucu katledildi. Dizi ve filmlere konu oluyor ya Adana’nın hareketli ve hırçın sokakları… Bunların etkisi olabilir mi büyük kentlerde kadın cinayetlerinin artmasının sebebi? Gücü eline aldığı silahta bulan belli bir cahil kesim ne yazık ki hâlâ mevcut dünyada. Bakın, sadece ülkemizde demiyorum. Her eline silahı alan kendisini bürüyen bir güçle psikopatlığını büyütüyor. Tablo ise malum; kan kırmızısı ölüm… Şiddete karşı mücadele gününü alt etmek istercesine çekmiş tetiği Müzeyyen’in katili. Üstelik katil koca cezaevinden yeni çıkmış…

Basın mensupları cinayetin yaşandığı evin haberlik görüntülerini servis etmiş. Geride kalan görüntüler ne kadar da hüzün dolu. Seyhan’daki ev artık sadece üç çocuğa emanet… Anne yok, baba desen yeni çıktığı cezaevine tekrar girecek. O çocukların psikolojisini anlamak zorunda kalmak bile boyun büktürürken insana, neyin turuncusu neyin moru neyin beyazı? Kadının olduğu her ülke kadın cinayeti ile mücadele etmek zorunda mı bu evrende? Erkekler ile ilgili olan gün, 19 Kasım Uluslararası Erkekler Günü misal. Bunda bile herhangi bir şiddet, mücadele ya da karşı durma eylemi yok. Kadınlarda ise 25 Kasım var. Taşınılan dövizler, gerçekleştirilen yürüyüşler, aranan haklar, saçından tutup sürüklenmeler fayda etmiyor demek ki öfkenin dinmesine. Nice yazılar yazdık, yayınlar yaptık. Yazacağız, yine yapacağız bu yayınları.

Kadınları hayattan koparanları yazmaktan kâğıda kan bulaşıyor işte… Sorunu ortadan kaldırmayı bırakın koruma talep eden kadın bazen kurban oluyor. Adana’da 3 çocuk annesi kadın katledildi, İstanbul’da 18 yaşındaki 4 aylık hamile genç kadın öldüresiye dövüldü, Mersin’de yolda yürüyen genç bir kızın yüzüne sıvı fırlatıldı. Her şehirden şiddet manzaraları…

Takvimlerin gösterdiği 25 Kasım, kadına karşı şiddeti önleyemiyor değil; bazı kendini bilmezler zihniyetlerini törpüleyemiyor! Yol ortasında kendilerini savunabilsinler diye kadınların dövüş kurslarına olan rağbeti artmış, biliyor musunuz? Peki, ya öfkesini kontrol edemeyen adam neden psikoloğa gitmiyor ya da gitmez? Yanlış algıların değişmesi şart… Aksi takdirde kadınlar ölmeye, biz de renk seçmeye devam edeceğiz…

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar